Reklam
Dying Light bu yılın ilk kurbanı, yani piyasaya sunulan ilk büyük yapım. Techland’in daha önce yaptığı oyunları biliyorsanız az çok ne ile karşılaşacağınızdan emin olabilirsiniz. Ben kendilerini bundan yıllar evvel Call of Juarez ile tanımıştım. Özellikle ilk oyunu defalarca oynayıp bitirmişimdir. Karakter, oynanış ve dallı budaklı hikaye anlatımıyla beni saatlerce monitör başında tutmaya yetmişti. Eh, Dying Light ile Call of Juarez (ki bu serinin devam oyunlarından haz almıyorum) arasında benzer olan sadece iki nokta var: FPS olmaları ve Techland tarafından geliştirilmiş olmaları.
Ne var ki sisteminiz yeterliyse muhteşem bir görsel şölen sizi bekliyor. Bunun üzerinde kalburüstü seslendirme ve ses efektlerini katınca, Dying Light göze ve kulağa hitap etmesini biliyor. Özellikle seslendirme ve müzik için ekstra çaba harcanmasını isterdim. Ezio’yu getirmişsin, adam zombi şehrinde değil vergi dairesinde yaşıyor sanki. Duygular ve duyguların aktarımı kesinlikle keskin değil. Keşke oyunu hazırlarken biraz da Last of Us örnek alınsaymış.
Fena bir oyun değil Dying Light. Hayal kırıklığı da değil. Sadece Techland, yakalaması gereken hedefi bir kez daha şaşırmış ve dünyanın en güzel oyunlarından birini yapma fırsatını tepmiş (Aynı durum için bkz. Dead Island). Fakat görselliği ve eğlenceli oynanışıyla en azından bir kez bitirilmeyi hak ediyor. Bu arada oyunun dört kişiye kadar co-op desteği verdiğini de belirtelim. Böyle bir oyunun tadı inanın arkadaşlarınızla beraber daha çok çıkıyor.
Hiç yorum yok: